www.misirlioglubeaizolasyon.com Open in urlscan Pro
185.123.54.147  Public Scan

URL: https://www.misirlioglubeaizolasyon.com/
Submission: On January 25 via api from US — Scanned from US

Form analysis 2 forms found in the DOM

GET /bul

<form role="search" id="searchform" action="/bul" method="get"><input value="" name="kelime" autocomplete="off" type="search" placeholder="Arama Yap"></form>

POST //translate.googleapis.com/translate_voting?client=te

<form id="goog-gt-votingForm" action="//translate.googleapis.com/translate_voting?client=te" method="post" target="votingFrame" class="VIpgJd-yAWNEb-hvhgNd-aXYTce"><input type="text" name="sl" id="goog-gt-votingInputSrcLang"><input type="text"
    name="tl" id="goog-gt-votingInputTrgLang"><input type="text" name="query" id="goog-gt-votingInputSrcText"><input type="text" name="gtrans" id="goog-gt-votingInputTrgText"><input type="text" name="vote" id="goog-gt-votingInputVote"></form>

Text Content

 * Anasayfa
 * Kurumsal
 * Ürünlerimiz
 * Hizmetlerimiz
 * Galeri
 * Videolar
 * Teklif Formu
 * İletişim

   
   
   
   
   
   
   
   
   
 *  * 1
    * 2
    * 3
    * 4
    * 5
    * 6
    * 7
    * 8
    * 9
    * 10
    * 11
    * 12

 * 


 * SU YALITIMINDA KOMPETAN
   
   MISIRLIOĞLU SU YALITIM İZOLASYON TEKNOLOJİLERİ
   
   
   
 * 
 * Previous
   
   
   GÖLETLERDE SU YALITIMI
   
   
   DILATASYON SU YALITIMI
   
   
   RESTORASYON
   
   
   AKTIF KAÇAKLARIN SU YALITIMI
   
   Yapılarımıza zarar veren en önemli faktörlerden biri de sudur. Yapılarımız;
   yağmur, kar, toprağın nemi, yapının inşa edildiği zemindeki yeraltı suyu gibi
   dış kaynaklı su ile banyo ve tuvalette kullanılan iç kaynaklı suya maruz
   kalır.   Yapımızı ve konforumuzu tehdit eden su ve nemden korunmak için
   yapılan işlemlere su yalıtımı denir.  Aktif su kaçakları, çatlak yalıtımı,
   soğuk derz ve segragasyon problemleri, tesisat geçiş noktaları, negatif
   yönden yalıtım amacı uygulanan bir yöntemdir. Benzer teknolojilere göre daha
   garantili, uzun ömürlü, tuzlu su, sülfat etkilerine karşı dayanımı yüksek,
   titreşim ve yer hareketlerinden etkilenmeyen kauçuk esaslı ürünler
   kullanılır.
   
   
   RUTUBETLE MÜCADELE
   
   Rutubet sözcüğü havadaki su buharı anlamına gelir ve nem sözcüğü ile eş
   anlamlıdır. Ancak evlerde yaşam kalitesini düşüren, duvarlara, mobilyaya,
   giysilere ve hatta insan sağlığına zarar verecek kadar çok nemli ortamlar
   için ‘rutubetli’ terimi daha sık kullanılır.   Rutubet pek çok kişinin
   korkulu rüyasıdır. Eşyaların çürümesine ve romatizma ya da alerji gibi pek
   çok sağlık sorununa yol açabilir. Küf mantarı nemli ve soğuk duvarlarda
   kolayca oluşmakta ve siyah (veya koyu sarı) lekeler halinde görülmektedir.
   Özellikle sağlık sorunlarına yol açması sebebi ile süratle ve kalıcı olarak
   giderilmesi gereklidir.   MISIRLIOĞLU BEA SU YATILIM VE İZOLASYON  ;  Kapiler
    Enjeksiyon metodu ve nemli duvar sıvası metodu ile rutubetin giderilemesinde
   %100 çözüm garantili uygulamalar yapmaktadır. Rutubetli olan mekanlarda,
   rutubetin ortamdan atılması (kurutma), sonrasında nemli duvar sıvası ile
    rutubet oluşumunu engellemektedir. Kapiler su yükselmelerinin engellenmesi,
   boya sıva kabarmalarının önlenmesi amacı ile uygulanır.
   
   
   BODRUM KATLARDA SU YALITIMI
   
   Temel ve bodrum perdelerinde yapılan su yalıtımının amacı, yapıyı normal
   şartlarda sudan korumanın yanı sıra, toprakta bulunan ve yeraltı suları ile
   yapıya kadar yükselme imkanı bulan kimyasal maddelerden korumaktır.   Yapı
   elemanlarına sadece yeraltı suları, yüzeysel sular ve zemin (toprak) rutubeti
   olumsuz etki yapmamaktadır. Suyu yapı elemanlarına iten bazı kuvvetler
   vardır. Bunlar; yağmur damlasının kinetik enerjisi, kapiler emme kuvveti,
   yerçekimi kuvveti, hava basınç farkları ve hidrostatik basınçtır (Oymael,
   1997). Zemin rutubeti, zeminde daima mevcut bulunan, kılcallık yoluyla
   yapının bünyesine girip zararlara yol  açan,  zeminin  cinsine bağlı olarak
   etki derecesi değişkenlik gösteren sudur. Suyun “basınçlı”, “basınçsız” ve
   “kapiler” diye tanımlanan üç değişik etkisi için, prensipte birbirinden
   farklı üç yalıtım türü söz konusu olabilmektedir. Bunlar; su basıncına
   dayanıklı yalıtım, satıh ve sızıntı sularına karşı yalıtım ve toprak nemine
   karşı yalıtımdır.   Zor ve kritik bir uygulama olan temelde su yalıtımının
   ana prensibi olan drenajlı yalıtım uygulaması şarttır. Drenaj, yalıtım
   kaçakları oluşturması halinde sızıntı sularını en aza indirebileceği gibi,
   uygulama sırasında da kuru bir yüzeyde çalışmasını sağlamaktadır. Ancak
   unutulmaması gereken bir gerçek de drenajın hiçbir zaman su-nem yalıtımının
   yerine geçmeyeceğidir. Her ne kadar modern malzemelerle drenaj sağlanırsa
   sağlansın, yapı elamanına bir şekilde su ulaşacaktır. Temel su yalıtımı
   uygulamalarında drenajın ana görevi, suyun basıncını düşürmektir   Yağış
   suları toprak ile temas edince yer çekimi etkisiyle sızma suyu olarak alt
   bölgeye hareket eder. Az gerilimli bir tabaka ile karşılaşınca hızı azalarak
   birikir ve yer altı sularını oluşturur. Sızma suları toprak içindeki kılcal
   boşluklardan yer çekimine ters doğrultuda, atmosfer basıncı ile
   dengeleninceye kadar hareket ederek kapiler suyu oluşturur ve bu su gözenekli
   yapı elemanlarına kılcallık yolu ile etki eder. Hava kılcallığının yükselmesi
   atmosferde daha çok su buharı bakımından doygunluğa ulaşmasına ve taşıdığı su
   buharının su damlası şeklinde malzeme üzerinde yoğuşmasına bir başka ifade
   ile neme neden olur (Oymael, 1997).   Bu nedenledir ki, yapıların toprağa
   oturan ve tüm ağırlığını taşıyan bölümleri, su ve nemin yaratacağı korozyona
   karşı en iyi korunması gereken bölümlerdir. Genellikle temelde su-nem
   yalıtımı yapılması kararı, bodrum ve zemin katta yer alan mekanın kullanım
   amacına göre verilir. Örneğin, bu alanlar sığınak olarak kullanılacak ise su
   yalıtımı yaptırmak “gereksiz”, konut olarak kullanımı durumunda ise “gerekli”
   tarzındaki yaklaşım son derece yaygındır. Oysa, bodrum ve zemin kat alanı
   hiçbir şekilde kullanılmasa da, yapının tüm zati yükünü taşıyan, deprem ve
   zemin oturmaları esnasında en fazla gerilime maruz kalan betonarme taşıyıcı
   elemanlar bu bölümde yer almaktadır. Betonarme taşıyıcının içinde yer alan
   donatılar, suyun yıpratıcı etkisine maruz kaldıklarında paslanarak çürümeye
   başlar  ve taşıyıcılık özelliğini sürekli kaybederek yıpranırlar. Sonraki
   aşamalarda beton suya karşı korunmaya başlansa bile, bu çürüme süreci
   durdurulamaz.   Korozyon oluşumu metallerin çevreleriyle girdikleri bir
   elektrokimyasal sonucu aşınmaya ve bozulmaya uğramasıdır. Bazı çevresel
   etkiler korozyonun gelişim ve hızını artırmaktadır. Bunlar arasında; ortamda
   bulunan nem, oksijen, sıcaklık değişimleri ve asitler gösterilebilir. Ayrıca
   çimentonun hidratasyonundan sonra betonun pH değeri 12,5-13,5 arasındadır. Bu
   bazik ortam sonucunda çeliğin etrafındaki demir oksitler koruyucu bir tabaka
   oluşturur. Betonarme yapılarda bu koruyucu tabaka karbonasyon ve klor
   nedeniyle bozulur. (Tezel, 2002).   Donatı çelikleri dışında betonarme
   taşıyıcı eleman da, bünyesine giren suyun getirdiği kimyasal elementler ve
   tuzlarla bozulmaya ve hesaplanmış fiziksel özelliklerinden uzaklaşmaya
   başlar. Elemanın ıslanma-kuruma veya donma-çözülme reaksiyonları sonucu,
   betonun bünyesindeki su çatlaklara neden olabilmektedir. Artan çatlak çapları
   daha fazla suyun betona yerleşmesine de neden olur. Bir sonraki donda çatlak
   sayısı ve çapları artmıştır. Yani, donma - çözülme tekrarları sonucu
   betonarme taşıyıcının önlenemez yıpranışı hızla ilerler.   Sonuç olarak, su
   veya nemin oluşumu çok farklı olaylardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle daha
   proje aşamasında zemindeki su durumuna göre temel sistemi ve su yalıtım
   sistemi belirlenmelidir. Su-nem oluşumu, binanın zati yükünden, farklı zemin
   hareketleri ve/veya yüzeysel suların temel yatağına girmesi gösterilebilir.
   Bu durumun kesin olarak ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek oldukça
   zordur. Binanın oturduğu zemin tipi ne olursa olsun, su-nem oluşumu farklı
   nedenlerden kaynaklandığından, bütün yapıların temel ve bodrum duvarlarına su
   yalıtımı yapılmalıdır.   En etkili su yalıtım uygulaması hiç şüphesiz dıştan
   yapılan, diğer bir değişle bohçalama tekniği ile sağlanabilir. Ayrıca temel
   ve perdelerde su-nem yalıtımında başarılı olmak ve soruna kalıcı bir çözüm
   getirmek, sistem ve malzeme seçimine titizlik, doğru detaylandırma ve hassas
   bir uygulama ile gerçekleşebilir. Temel yalıtımının en önemli özelliği, hata
   kabul etmemesi, geri dönüşün ve telafisinin imkansız oluşudur. Toprakla temas
   halindeki bütün duvar yüzeyleri rutubete karşı kesinlikle yalıtılmalıdır.  
   Yapıların tasarımında kullanılan temel prensibe uygun olacak şekilde, temel
   su yalıtım sistemine daha proje aşamasında karar vermek gerekir. Başlıca sığ
   temel prensipleri arasında yer alan mütemadi, münferit ve radye temellerde su
   yalıtımının hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğine bu aşamada karar
   verilmesiyle yapının özelliklerine tam olarak uyan yalıtım sistemi ve temel
   tipinin belirlenmesi kolaylaşır. Niteliksiz veya yalıtımsız temel ve bodrum
   duvarlarında şu kusurlar oluşur;   *Atmosfer etkisi altında kalan demir
   yüzeyinde oluşan demiroksit veya veya demirhidroksit tabakasının bünyeden
   ayrılması, kütlede ağırlık kaybına neden olur (Yüzer, 1999). *İçeri giren
   sular küflenme ve mantarlaşmaya neden olur, *Betondaki demir donatı korozyona
   uğrar, *Özenle seçilmiş ve döşenmiş seramiklerin oynaması, derz aralarının
   çatlaması ve dökülmesi ile karşılaşılır. *Aldığı nemden dolayı sıvaların,
   boyaların ve duvar kağıtlarının kabarmasına neden olur.   "BETONARME TEMEL VE
   BODRUM PERDELERİNDE SU-NEM YALITIMININ ÖNEMİ"  adlı makaleden alıntıdır.
   (Cevdet Emin EKİNCİ ve Salih Taner YILDIRIM)
   
   
   TÜNELLERDE SU YALITIMI
   
   Tünellerde hibrit enjeksiyon metodu , temel olarak akışkan malzemelerin
   basınç altında zemin içerisindeki boşluklara enjekte edilmesidir. Buradaki
   amaç zeminin ya da kaya kütlesinin mühendislik özelliklerini iyileştirmektir.
   Nitekim bu iyileştirme zeminin gerilme, deformasyon ve dayanım gibi mekanik
   özellikleri ile geçirimlilik gibi hidrojeolojik özellikleri değiştirilerek
   elde edilir.   Enjeksiyon teknolojisinin kökeni diğer zemin iyileştirme
   teknikleri gibi eskiye dayanmakla beraber bu teknoloji hem yeni enjeksiyon
   malzemeleri hem de bu malzemelerin zemin içerisine nüfuz ettirilmesi
   bakımından sürekli bir gelişim içerisindedir.  Enjeksiyon tekniği,
   başlangıçta su sızıntılarını önlemek ve dayanım kontrolü için maden
   endüstrisinde ve baraj temellerinde sızdırmazlık perdesi oluşturulmasında
   uygulanmaya başlanmış, daha sonra inşaat mühendisliğinde de tünel kazımı
   esnasında gevşek zeminlerin ve parçalı kayaların stabilizasyonunda, sondaj ve
   numune alma esnasında su problemlerinin çözümünde, zemin içerisindeki
   boşlukların doldurularak aşırı oturmaların engellenmesinde, hem mevcut hem de
   yeni inşa edilecek yapıların zemin emniyet gerilmelerinin arttırılmasında ve
   özellikle de son 10-15 yıllık bir süreç içerisinde tünel kazımı dolayısıyla
   yüzeydeki veya yakın çevredeki yapılarda meydana gelebilecek zararlı
   oturmaların engellenmesinde ve deprem esnasında sıvılaşabilecek gevşek, suya
   doygun granüler zeminlerin sıvılaşma potansiyellerinin azaltılmasında
    kullanılmıştır.   Dikkatle üzerinde durulması gereken nokta, bütün bu
   uygulamalar için aynı enjeksiyon malzemesinin ve enjeksiyon parametrelerinin
   kullanılamayacağıdır. Enjeksiyon malzemesi ve enjeksiyon parametreleri
   (enjeksiyon basıncı, enjeksiyon hızı, enjekte edilen hacim vs.) zemin
   koşullarına (dane çapı dağılımı, rölatif sıkılık, geostatik gerilmeler vs.)
   ve uygulama amacına yönelik olarak tasarlanmalıdır. Dolayısıyla bu çalışmanın
   amacı farklı enjeksiyon tekniklerini, uygulama bazında ve enjeksiyon
   parametreleri ile zemin koşullarıyla olan ilişkileri doğrultusunda
   karşılaştırmaktır.
   
   
   SU DEPOLARINDA NEGATIF SU YALITIMI
   
   Yapılardan su ve nemi uzaklaştırmak üzere gerçekleştirilen su yalıtımı
   uygulamaları; su yalıtım malzemesinin yapı elemanındaki konumuna göre pozitif
   yönden yalıtım ve negatif yönden yalıtım olmak üzere iki gruba ayrılabilir.  
   Pozitif yönden yapılan uygulamalarda su yalıtımı malzemesi suyun geldiği
   yönde konumlandırılmıştır. Temel perde duvarlarının dışından, havuz ve
   kanaletlerin iç tarafından yapılan yalıtımlar pozitif yönden yapılan
   uygulamalara örnektir. Bu tür uygulamalarda su, yalıtım katmanını uygulama
   yüzeyine doğru itmektedir.   Negatif yönden yapılan uygulamalarda ise su
   yalıtımı malzemesi, suyun geldiği yöne göre yapı elemanının diğer tarafında
   konumlandırılmıştır. Temel perde duvarlarının içinden, havuz ve kanaletlerin
   dış tarafından yapılan yalıtımlar negatif yönden yapılan uygulamalara
   örnektir. Bu tür uygulamalarda su, yalıtım katmanını uygulama yüzeyinden
   ayırmaya yönelik baskı uygular.   Pozitif yönden yapılan uygulamalarla, hem
   yapı elemanı suyun zararlı etkilerinden korunur hem de kullanılabilir
   konforlu iç ortamlar sağlanır. Negatif yönden yapılan uygulamalarda ise su
   yapı elemanına sirayet ettikten sonra su yalıtım malzemesi tarafından
   durdurulduğundan sadece kullanılabilir iç ortamlar sağlanabilir. Bu sebeple
   su yalıtım uygulamalarında her zaman suyun geldiği taraftan yalıtım yapılması
   ilk tercihtir. Buna karşılık kullanılmakta olan binalarda suyun geldiği
   taraftan yalıtım yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda negatif yönden
   yalıtım tercih edilmektedir.   BU ŞEKİLDE SU DEPOLARI BOŞALTILMADAN, DOLU
   HALDE NEGATİF UYGULAMA İLE SAĞLIK BELGELERİ OLAN KAUÇUK ESASLI ÜRÜNLERİMİZLE
   ENJEKSİYON YAPILARAK SU DEPOLARINDA %100 SIZDIRMAZLIK SAĞLANMIŞ OLUR.
   
   
   BARAJLARDA SU YALITIMI
   
   
   ASANSÖR KUYULARINDA SU YALITIMI
   
   Asansör Kuyusu Su İzolasyonu Uygulaması Nasıl Yapılmalıdır ? Asansör kuyusu
   izolasyonu uygulamasında ilk yapım esnasında bina temel su yalıtımı ile
   birlikte kaliteli membran, kristalize serpme toz, sürme yalıtım mantığında
   yapılması gerekmektedir. Binamızın toprakla temas eden bütün duvarlarının yer
   altı sularından etkilenmemesi temel hedefimizdir. Eğer bina yapımından sonra
   asansör kuyularında su yalıtım problemleri tekrar devam ederse, bina temel
   yalıtımını yinelemek mümkün olmadığından asansör kuyusunun içinden negatif
   izolasyon kristalize su yalıtım uygulaması yapılmalıdır. Bu tarz problemli
   noktalarda bu yöntemlerle garantili ve kesin çözümler üretilmektedir. Tabi
   yapılan negatif yönden kristalize su yalıtım uygulamanın başarısı ise
   uygulama yapılacak olan yüzeydeki beton yüzeylerin sağlamlığı ile doğru
   orantılı olmalıdır. Uygulama yapılacak olan yüzeylerin kesinlikle hazır
   betondan yapılmış bir beton yüzey olmalıdır. Negatif su yalıtım uygulamları
   mevcut beton yüzeyin kapiler boşluklarına nüfus ederek, beton içerisinde
   geçirimsiz bir katman oluşturmaktadır. Bu yüzden uygulama yapılacak yüzey
   betonu ne kadar sağlam olursa yapılacak uygulamanın ömrüde okadar uzun
   olacaktır.
   
   
   TERASLARDA SU YALITIMI
   
   Teras su yalıtımı,  tüm yapıların en mühim kısımlarından bir tanesi
   olmaktadır. Çoğunlukla çatı görevi gören teraslara muhakkak su yalıtımı
   uygulaması yapılmalıdır. Nem ve sıcaklıktan ötürü meydana gelen hasarları
   önlemek amacı ile teras izolasyonu uygulanmasını öneririz. Tersi bir durumda
   can sıkıcı olaylar yaşanabilir; her yeri su basabilir. Konuya dair daha
   ayrıntılı bilgileri yazımız içerisinde bulabilirsiniz!
   
   
   HAVUZDA SU YALITIMI
   
   
   ARITMA TESISLERINDE SU YALITIMI
   
   ARITMA TESİSLERİ İÇİN ÖZEL MİKROORGANİZMALARA KARŞI DAYANIKLI, ESNEK
   ENJEKSİYON ÜRÜNÜ İLE % 100 SIZDIRMAZLIK GARANTİSİ İLE...
   
   
   KAPILER ENJEKSIYON İLE BOYA KABARMALARININ ÖNLENMESI
   
   Duvarlarda yükselen (kapiler) neme karşı Dünyada ilk olarak Avrupa’da
   (Almanya, Avusturya, Hollanda) önlemler alınmaya ve standartlar oluşturulmaya
   başlanmıştır. Günümüzde ise nem sorununa (kapilere) karşı AB standartları
   oluşturulmuştur.   Şirketimiz BEA İNOVATİF  YAPI İZOLASYON TEKNOLOJİLERİ LTD.
   ŞTİ. Bu standartlar doğrultusunda kapiler neme karşı yalıtımın yapılacağını
   12 yıllık tecrübesi ile ispatlamıştır. Bu uygulamalar kısaca; Sondaj
   delikleri vasıtası ile orta basınç, düşük basınç veya basınçsız olarak
   uygulanmaktadır.(WTA Bilimsel Teknik Çalışma Grubu’nun araştırmaları
   doğrultusunda) Uygulanacak malzemenin özelliği su geçirmez (hydrophop)
   olmalıdır. Malzemenin kalitesi nem doygunluğuna göre ölçülür. Ürünümüz BEA
   7709 Silox %95 oranındaki doygunluğa kadar kullanılır. (Sertifikalar ile
   sabit) % 95 su ne demektir?  “Bir tuğla 24 saat suda bırakılır. Doygunluk
   oranı % 100’dür.”
   
   
   YERALTI OTOPARKLARDA SU YALITIMI
   
   
   KAUÇUK ENJEKSIYON
   
   
   VANA ODALARI
   
   
   GIDER-BORU DIBI SU YALITIMI
   
   
   GÖLETLERDE SU YALITIMI
   
   
   DILATASYON SU YALITIMI
   
   
   RESTORASYON
   
   
   AKTIF KAÇAKLARIN SU YALITIMI
   
   Yapılarımıza zarar veren en önemli faktörlerden biri de sudur. Yapılarımız;
   yağmur, kar, toprağın nemi, yapının inşa edildiği zemindeki yeraltı suyu gibi
   dış kaynaklı su ile banyo ve tuvalette kullanılan iç kaynaklı suya maruz
   kalır.   Yapımızı ve konforumuzu tehdit eden su ve nemden korunmak için
   yapılan işlemlere su yalıtımı denir.  Aktif su kaçakları, çatlak yalıtımı,
   soğuk derz ve segragasyon problemleri, tesisat geçiş noktaları, negatif
   yönden yalıtım amacı uygulanan bir yöntemdir. Benzer teknolojilere göre daha
   garantili, uzun ömürlü, tuzlu su, sülfat etkilerine karşı dayanımı yüksek,
   titreşim ve yer hareketlerinden etkilenmeyen kauçuk esaslı ürünler
   kullanılır.
   
   
   RUTUBETLE MÜCADELE
   
   Rutubet sözcüğü havadaki su buharı anlamına gelir ve nem sözcüğü ile eş
   anlamlıdır. Ancak evlerde yaşam kalitesini düşüren, duvarlara, mobilyaya,
   giysilere ve hatta insan sağlığına zarar verecek kadar çok nemli ortamlar
   için ‘rutubetli’ terimi daha sık kullanılır.   Rutubet pek çok kişinin
   korkulu rüyasıdır. Eşyaların çürümesine ve romatizma ya da alerji gibi pek
   çok sağlık sorununa yol açabilir. Küf mantarı nemli ve soğuk duvarlarda
   kolayca oluşmakta ve siyah (veya koyu sarı) lekeler halinde görülmektedir.
   Özellikle sağlık sorunlarına yol açması sebebi ile süratle ve kalıcı olarak
   giderilmesi gereklidir.   MISIRLIOĞLU BEA SU YATILIM VE İZOLASYON  ;  Kapiler
    Enjeksiyon metodu ve nemli duvar sıvası metodu ile rutubetin giderilemesinde
   %100 çözüm garantili uygulamalar yapmaktadır. Rutubetli olan mekanlarda,
   rutubetin ortamdan atılması (kurutma), sonrasında nemli duvar sıvası ile
    rutubet oluşumunu engellemektedir. Kapiler su yükselmelerinin engellenmesi,
   boya sıva kabarmalarının önlenmesi amacı ile uygulanır.
   
   
   BODRUM KATLARDA SU YALITIMI
   
   Temel ve bodrum perdelerinde yapılan su yalıtımının amacı, yapıyı normal
   şartlarda sudan korumanın yanı sıra, toprakta bulunan ve yeraltı suları ile
   yapıya kadar yükselme imkanı bulan kimyasal maddelerden korumaktır.   Yapı
   elemanlarına sadece yeraltı suları, yüzeysel sular ve zemin (toprak) rutubeti
   olumsuz etki yapmamaktadır. Suyu yapı elemanlarına iten bazı kuvvetler
   vardır. Bunlar; yağmur damlasının kinetik enerjisi, kapiler emme kuvveti,
   yerçekimi kuvveti, hava basınç farkları ve hidrostatik basınçtır (Oymael,
   1997). Zemin rutubeti, zeminde daima mevcut bulunan, kılcallık yoluyla
   yapının bünyesine girip zararlara yol  açan,  zeminin  cinsine bağlı olarak
   etki derecesi değişkenlik gösteren sudur. Suyun “basınçlı”, “basınçsız” ve
   “kapiler” diye tanımlanan üç değişik etkisi için, prensipte birbirinden
   farklı üç yalıtım türü söz konusu olabilmektedir. Bunlar; su basıncına
   dayanıklı yalıtım, satıh ve sızıntı sularına karşı yalıtım ve toprak nemine
   karşı yalıtımdır.   Zor ve kritik bir uygulama olan temelde su yalıtımının
   ana prensibi olan drenajlı yalıtım uygulaması şarttır. Drenaj, yalıtım
   kaçakları oluşturması halinde sızıntı sularını en aza indirebileceği gibi,
   uygulama sırasında da kuru bir yüzeyde çalışmasını sağlamaktadır. Ancak
   unutulmaması gereken bir gerçek de drenajın hiçbir zaman su-nem yalıtımının
   yerine geçmeyeceğidir. Her ne kadar modern malzemelerle drenaj sağlanırsa
   sağlansın, yapı elamanına bir şekilde su ulaşacaktır. Temel su yalıtımı
   uygulamalarında drenajın ana görevi, suyun basıncını düşürmektir   Yağış
   suları toprak ile temas edince yer çekimi etkisiyle sızma suyu olarak alt
   bölgeye hareket eder. Az gerilimli bir tabaka ile karşılaşınca hızı azalarak
   birikir ve yer altı sularını oluşturur. Sızma suları toprak içindeki kılcal
   boşluklardan yer çekimine ters doğrultuda, atmosfer basıncı ile
   dengeleninceye kadar hareket ederek kapiler suyu oluşturur ve bu su gözenekli
   yapı elemanlarına kılcallık yolu ile etki eder. Hava kılcallığının yükselmesi
   atmosferde daha çok su buharı bakımından doygunluğa ulaşmasına ve taşıdığı su
   buharının su damlası şeklinde malzeme üzerinde yoğuşmasına bir başka ifade
   ile neme neden olur (Oymael, 1997).   Bu nedenledir ki, yapıların toprağa
   oturan ve tüm ağırlığını taşıyan bölümleri, su ve nemin yaratacağı korozyona
   karşı en iyi korunması gereken bölümlerdir. Genellikle temelde su-nem
   yalıtımı yapılması kararı, bodrum ve zemin katta yer alan mekanın kullanım
   amacına göre verilir. Örneğin, bu alanlar sığınak olarak kullanılacak ise su
   yalıtımı yaptırmak “gereksiz”, konut olarak kullanımı durumunda ise “gerekli”
   tarzındaki yaklaşım son derece yaygındır. Oysa, bodrum ve zemin kat alanı
   hiçbir şekilde kullanılmasa da, yapının tüm zati yükünü taşıyan, deprem ve
   zemin oturmaları esnasında en fazla gerilime maruz kalan betonarme taşıyıcı
   elemanlar bu bölümde yer almaktadır. Betonarme taşıyıcının içinde yer alan
   donatılar, suyun yıpratıcı etkisine maruz kaldıklarında paslanarak çürümeye
   başlar  ve taşıyıcılık özelliğini sürekli kaybederek yıpranırlar. Sonraki
   aşamalarda beton suya karşı korunmaya başlansa bile, bu çürüme süreci
   durdurulamaz.   Korozyon oluşumu metallerin çevreleriyle girdikleri bir
   elektrokimyasal sonucu aşınmaya ve bozulmaya uğramasıdır. Bazı çevresel
   etkiler korozyonun gelişim ve hızını artırmaktadır. Bunlar arasında; ortamda
   bulunan nem, oksijen, sıcaklık değişimleri ve asitler gösterilebilir. Ayrıca
   çimentonun hidratasyonundan sonra betonun pH değeri 12,5-13,5 arasındadır. Bu
   bazik ortam sonucunda çeliğin etrafındaki demir oksitler koruyucu bir tabaka
   oluşturur. Betonarme yapılarda bu koruyucu tabaka karbonasyon ve klor
   nedeniyle bozulur. (Tezel, 2002).   Donatı çelikleri dışında betonarme
   taşıyıcı eleman da, bünyesine giren suyun getirdiği kimyasal elementler ve
   tuzlarla bozulmaya ve hesaplanmış fiziksel özelliklerinden uzaklaşmaya
   başlar. Elemanın ıslanma-kuruma veya donma-çözülme reaksiyonları sonucu,
   betonun bünyesindeki su çatlaklara neden olabilmektedir. Artan çatlak çapları
   daha fazla suyun betona yerleşmesine de neden olur. Bir sonraki donda çatlak
   sayısı ve çapları artmıştır. Yani, donma - çözülme tekrarları sonucu
   betonarme taşıyıcının önlenemez yıpranışı hızla ilerler.   Sonuç olarak, su
   veya nemin oluşumu çok farklı olaylardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle daha
   proje aşamasında zemindeki su durumuna göre temel sistemi ve su yalıtım
   sistemi belirlenmelidir. Su-nem oluşumu, binanın zati yükünden, farklı zemin
   hareketleri ve/veya yüzeysel suların temel yatağına girmesi gösterilebilir.
   Bu durumun kesin olarak ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek oldukça
   zordur. Binanın oturduğu zemin tipi ne olursa olsun, su-nem oluşumu farklı
   nedenlerden kaynaklandığından, bütün yapıların temel ve bodrum duvarlarına su
   yalıtımı yapılmalıdır.   En etkili su yalıtım uygulaması hiç şüphesiz dıştan
   yapılan, diğer bir değişle bohçalama tekniği ile sağlanabilir. Ayrıca temel
   ve perdelerde su-nem yalıtımında başarılı olmak ve soruna kalıcı bir çözüm
   getirmek, sistem ve malzeme seçimine titizlik, doğru detaylandırma ve hassas
   bir uygulama ile gerçekleşebilir. Temel yalıtımının en önemli özelliği, hata
   kabul etmemesi, geri dönüşün ve telafisinin imkansız oluşudur. Toprakla temas
   halindeki bütün duvar yüzeyleri rutubete karşı kesinlikle yalıtılmalıdır.  
   Yapıların tasarımında kullanılan temel prensibe uygun olacak şekilde, temel
   su yalıtım sistemine daha proje aşamasında karar vermek gerekir. Başlıca sığ
   temel prensipleri arasında yer alan mütemadi, münferit ve radye temellerde su
   yalıtımının hangi yöntemlerle gerçekleştirileceğine bu aşamada karar
   verilmesiyle yapının özelliklerine tam olarak uyan yalıtım sistemi ve temel
   tipinin belirlenmesi kolaylaşır. Niteliksiz veya yalıtımsız temel ve bodrum
   duvarlarında şu kusurlar oluşur;   *Atmosfer etkisi altında kalan demir
   yüzeyinde oluşan demiroksit veya veya demirhidroksit tabakasının bünyeden
   ayrılması, kütlede ağırlık kaybına neden olur (Yüzer, 1999). *İçeri giren
   sular küflenme ve mantarlaşmaya neden olur, *Betondaki demir donatı korozyona
   uğrar, *Özenle seçilmiş ve döşenmiş seramiklerin oynaması, derz aralarının
   çatlaması ve dökülmesi ile karşılaşılır. *Aldığı nemden dolayı sıvaların,
   boyaların ve duvar kağıtlarının kabarmasına neden olur.   "BETONARME TEMEL VE
   BODRUM PERDELERİNDE SU-NEM YALITIMININ ÖNEMİ"  adlı makaleden alıntıdır.
   (Cevdet Emin EKİNCİ ve Salih Taner YILDIRIM)
   Next

 * REFERANS İŞLERIMIZ
   
   MISIRLIOĞLU BEA İZOLASYON
   
   REFERANSLARIMIZ, SUNDUĞUMUZ ÜRÜN VE HIZMETLERIMIZIN KALITESINI YANSITIR.
   
   
 * 
 * 


 * BIZ KIMIZ ?
   
   
   SU YALITIMINDA KOMPETAN
   
   Bugüne kadar tüm projelerinde kaliteye öncelik verip, dürüst ve güvenilir
   hizmet anlayışı ile yoluna devam eden MISIRLIOĞLU BEA SU YALITIM İZOLASYON
   TEKNOLOJİLERİ; verimli çalışan profesyonel ve dinamik teknik kadrosu ile
   uygulama sahasındaki yerini ve teknolojisini daha ileri taşıyarak yüksek
   değeri olan projelerde ön sıralarda yer almaktadır.
   
   Uygulama alanında; konusunda uzman kadrosu ile KESİN ÇÖZÜM, KALİTELİ UYGULAMA
   ve MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ anlayışı ile çalışmakta olan firmamız; negatif su
   yalıtımı, kapiler su yükselmesi, nem ve rutubet ile mücadele konularında
   faaliyet göstermektedir. Her türlü SPESİFİK SORUNLARI çözebilecek teknik alt
   yapıya ve kadroya sahiptir.
   
   Hedefimiz; kaliteli, üretken, verimli, çözüm odaklı çalışarak başarılarımızı
   sürekli kılıp, rekabet gücünü sağlayacak stratejiler geliştirmek ve uzun
   vadeye taşımaktır.
   
   Şirketimiz için önemli olan sadece büyümek ve kazanmak değil; sürekli gelişim
   ile sürdürülebilir rekabet gücünü sağlayacak stratejileri geliştirmektir.
   
   Detaylı Bilgi




Powered by Translate


 * Anasayfa
 * Kurumsal
 * Ürünlerimiz
 * Hizmetlerimiz
 * Galeri
 * Videolar
 * Teklif Formu
 * İletişim


Hemen Ara
Whatsapp×


Yeşil Mahalle Merkez Karabük
+90 546 478 90 78
misirlioglu.bea.izolasyon@gmail.com

BIZI TAKIP EDIN

 * Instagram

 * Facebook

 * Twitter

 * Pinterest

www.misirlioglubeaizolasyon.com ©
Teknoers Web Tasarım
X

Original text

Rate this translation
Your feedback will be used to help improve Google Translate